Irksal ayrımcılığa karşı çıktı.
- He's opposed to racial discrimination.
Üzgünüm, ama bu projeye karşıyım.
- I'm sorry, but I am opposed to this project.
Üniversite arkadaşım terör karşıtı.
- My university friend is against terror.
Ben bu projeye karşıyım.
- I am against this project.
O, yasalara aykırıdır.
- This is against the law.
Uzlaşmak benim kurallarıma aykırıdır.
- It's against my rules to compromise.
Yen'in dolar karşısında değer kaybetmesi bekleniyor.
- The yen is expected to lose value against the dollar.
Avrupa para birimleri dolar karşısında zayıfladı.
- European currencies weakened against the dollar.
Nükleer savaşa karşı olmak için kuantum fiziğinde bir doktoraya ihtiyacın yok.
- You don't need a PhD in quantum physics to be against nuclear war.
Lincoln köleliğe karşı çıktı.
- Lincoln opposed slavery.
Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık.
- We opposed his plan to build a new road.
Kırmızı yeşilin aksine bir tehlike işaretidir.
- Red, as opposed to green, is a sign of danger.
Onun söylediğine karşıyım.
- I'm opposed to what he said.
Irksal ayrımcılığa karşı çıktı.
- He's opposed to racial discrimination.
... like diabetes. Let's ' let's pay providers on the basis of performance as opposed to ...
... But how do we know that's the bigger issue as opposed to it's ...