kasaba

listen to the pronunciation of kasaba
التركية - الإنجليزية
town

Life in a small town is boring. - Küçük kasabada hayat sıkıcıdır.

Our soccer team beat all the other teams in the town. - Futbol takımımız kasabadaki diğer takımların tümünü yendi.

small town

The fugitive surfaced in a small town fifty miles from here but then disappeared again. - Firari buradan elli kilometre uzaktaki küçük bir kasabada ortaya çıkmış, ama sonra gözden kaybolmuş.

He lived in a small town nearby. - Yakınlardaki küçük bir kasabada yaşıyordu.

(Politika, Siyaset) vill

What's the difference between a village and a town? - Bir köy ve bir kasaba arasındaki fark nedir?

A little village is situated in between both towns. - Küçük bir köy, iki kasaba arasında yer alır.

burgh
burg
small town, borough
small town, large village
little town
{i} borough
wick
kasaba ahalisi
townsfolk
kasaba bandosu
waits
kasaba halkı
townsfolk, townspeople
kasaba halkı
townspeople

The townspeople were astonishingly naive about what the smugglers were. - Kasaba halkı kaçakçıların ne olduğunu hakkında şaşılacak derecede toydu.

The townspeople applauded. - Kasaba halkı alkışladı.

kasaba halkı
townfolk
kasaba halkı
townsfolk

The townsfolk were frightened by the earthquake. - Kasaba halkı deprem tarafından korkutuldu.

kasaba heyeti başkanı
(kanada) reeve
kasaba mahkemesi
(Kanun) hundred court
kasaba mitingi
town meeting
kasaba polis şefi
sheriff
kasaba sakini
burgess
kasaba toplantısı
(Politika, Siyaset) town meeting
bayan kasaba sakini
townswoman
büyük kasaba
city
hayalet kasaba
ghost town

Ghost towns are not completely unpopulated, are they? - Hayalet kasabalar tamamen boş değil, değil mi?

Ghost towns are creepy. - Hayalet kasabalar ürperticidir.

kent ve kasaba yaşamı
city and town life
küçük kasaba
whistlestop
mantar gibi büyüyen kasaba
mushroom town
parlamentodaki kasaba veya üniversite temsilcisi
burgess
pazar kurulan kasaba
market town
terkedilmiş kasaba
ghost town
trenin işaretle durduğu küçük kasaba
whistlestop
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Küçük şehir. Çarşısı olan büyük köy
(Osmanlı Dönemi) (C.: Kasabât) Akciğerdeki nefes borularından herbiri. Bronş
(Osmanlı Dönemi) Ahalisi beş-on bin raddelerinde olan mâmure
Nuri Bilge Ceylan'ın bir filmi
Şehirden küçük, köyden büyük, henüz kırsal özelliklerini yitirmemiş olan yerleşim merkezi
Şehirden küçük, köyden büyük, henüz kırsal özelliklerini yitirmemiş olan yerleşim merkezi: "Alayın bir ucu mezarlığa vardığı hâlde öteki ucu daha kasabanın dar sokaklarında birbirini eziyordu."- R. N. Güntekin
Kasabalar
(Osmanlı Dönemi) KASABAT
kasaba
المفضلات