in between

listen to the pronunciation of in between
الإنجليزية - التركية
ortada
in arasında
aradan
arada aradan
arsında
aralarında
ikisi arasında
arasındaki
aralarında: two houses with a yard in between aralarında bir bahçe olan iki ev
-in arasında
orta
aralıkta
arada

Arada hep bir kadın var. - There's always a woman in between.

O, arada balığa gitti. - He went fishing in between.

arada olan şey
between
arasına

Tom Mary ve eşinin arasına oturdu. - Tom sat down between Mary and her husband.

Birisiyle ilk kez karşılaştığında, kendinle arkadaşın arasına konulan mesafeye kesinlikle dikkat et. - When meeting a person for the first time, be sure to pay attention to the distance placed between yourself and your partner.

between
arasında

Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte, var. - In theory, there is no difference between theory and practice. But, in practice, there is.

Facebook ve Twitter arasındaki fark, Twitter'ın bir mikroblog servisi olmasıdır. - Difference between Facebook and Twitter is, Twitter is a microblogging service.

between
in between sallantıda
between
Xbetween arada
between
ortada
between
ila

Flandre'da İngilizce olarak ders veren profesör ve öğretim elemanlarının yüzde 10 ila 20 arasındakileri, gerekli dil seviyesine ulaşmadılar. - In Flanders between 10 and 20 percent of professors and lecturers teaching in English did not attain the required language level.

Bu ilacı öğünler arasında al. - Take this medicine between meals.

between
aralık

Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım. - I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941.

Onlar arasındaki aralık daraldı. - The gap between them has narrowed.

in-between
orta
between
aralarında

Bill ve Joan şekeri aralarında paylaştırdılar. - Bill and Joan divided the candy between them.

Tom ve Mary parayı kendi aralarında paylaştılar. - Tom and Mary divided the money between themselves.

between
arada

Arada hep bir kadın var. - There's always a woman in between.

İki arada bir derede. - Between a rock and a hard place.

inbetween
aracı
be in between
aralığında olmak
between
between arasında
between
few and far between nadiren
between
araya

Onun İlk askeri deneyimleri İngiliz sömürge imparatorluğu ve bağımsızlık arayan Boerler arasındaki savaşta yer aldı. - His first military experiences took place in the war between the British colonial empire and the Boers, who sought independence.

between
aralarından
between
ortaya

Onların aralarındaki rekabet kısa sürede ortaya çıktı. - The rivalry between them was soon apparent.

İki ülke arasında bir diplomatik kriz ortaya çıktı. - A diplomatic crisis arose between the two nations.

between
seyrek

Taksiler sağanak sırasında seyrekti. - Taxis are few and far between during a rainstorm.

between
(zarf) arada, ortasında, araya, arasına, ortada, ortaya
between
between you and me söz aramızda
inbetween
arada olan şey
inbetween
arasındaki
inbetween
orta
الإنجليزية - الإنجليزية
between them
in the space between
between
imbetween
Used in the context of general equities Priced higher than the bid price but lower than the offer price See: In the middle
in the middle, in the center
Between: Mortar in between the bricks; two crackers with a filling in between
inter
inter-
inbetween
Alternative spelling of in-between
inbetween
Alternative spelling of in between
in-between
being neither at the beginning nor at the end in a series; "adolescence is an awkward in-between age"; "in a mediate position"; "the middle point on a line
in-between
in the middle between two points, sizes, periods of time etc
in between

    الواصلة

    in be·tween

    التركية النطق

    în bitwin

    النطق

    /ən bēˈtwēn/ /ɪn biːˈtwiːn/

    علم أصول الكلمات

    () in + between

    فيديوهات

    ... transportation between the two continents ...
    ... The challenge is making sure that you hang in between ...
المفضلات