iki kat

listen to the pronunciation of iki kat
التركية - الإنجليزية
{i} double

They need to eat double that amount. - O miktarın iki katını yemeliler.

The number of employees doubled in ten years. - Çalışan sayısı on yıl içinde iki katına çıktı.

twice

My brother eats twice as much as I do. - Erkek kardeşim benim yediğimin iki katı kadar yemek yiyor.

Your income is about twice as large as mine is. - Gelirin, benimkinin yaklaşık iki katı kadar büyük.

folded
folded double
very stooped
bent double
doubled

Tom doubled his investment in a year. - Tom'un bir yıl içinde yatırımını iki katına çıkardı.

I shouldn't have doubled the recipe. - Tarifeyi iki katına çıkarmamalıydım.

double-layer
1. doubled, folded. 2. bent double, very stooped
a) doubled b) folded double c) twice
doubly

I'm doubly disappointed on the lack of improvement from my team. - Takımımdan iyileşme eksikliği konusunda iki kat fazla hayal kırıklığına uğradım.

two-fold
{s} duplicate
reduplicate
{s} twofold
iki kat arasındaki merdiven
pair of stairs
iki kat arasındaki merdivenler
flight of stairs
iki kat boyanmış
double dyed
iki kat etmek
to double
iki kat olarak
doubly
iki kat olmak
to be bent double, become very stooped
on iki kat
duodenary
on iki kat
twelvefold