hayırsız

listen to the pronunciation of hayırsız
التركية - الإنجليزية
useless, good-for-nothing
scapegrace
good for nothing, useless, worthless; unfaithful
(someone) who has never done one/someone a good turn
undutiful, uncaring
worthless
wicked
sad
hayır
{i} charity

Tom contributed a lot of money to charity. - Tom hayır için bir sürü para katkısında bulunmuştur.

Tom twisted Mary's arm and she agreed to donate some money to our charity. - Tom Mary'nin kolunu büktü ve o hayır kurumumuza biraz para bağışlamayı kabul etti.

hayır
no
hayır
nope

Nope, I'm not buying it. - Hayır, onu almıyorum.

hayır
{i} good

Tom just couldn't say no to an offer that good. - Tom o kadar iyi bir öneriye sadece hayır diyemedi.

Are Tom and Mary dating? No, they're just good friends. - Tom ve Mary çıkıyorlar mı? Hayır, sadece iyi arkadaşlar.

hayır
negative answer; good
hayır
noes
hayır
benefaction
hayır
fortune

Sami left his entire fortune to charity. - Sami tüm servetini hayır kurumuna bıraktı.

Tom donated his entire fortune to charity. - Tom bütün servetini hayır için bağışladı.

hayır
benevolence
hayır
prosperity
hayır
use

No, you can't use my car! - Hayır, arabamı kullanamazsın!

The philanthropist tried to use her wealth to help people in need. - Hayırsever, servetini muhtaç insanlara yardımcı olmak için kullanmaya çalıştı.

hayır
usefulness
hayır
nay
hayır
beneficence
hayır
weal

The philanthropist tried to use her wealth to help people in need. - Hayırsever, servetini muhtaç insanlara yardımcı olmak için kullanmaya çalıştı.

hayır
no to
hayır
goodness
hayır
agape
hayır
auspiciousness
hayır
auspicious
hayır
noaaa
hayır
nix
التركية - التركية
Sevgi ve bağlılığını yitiren, vefasız: "Ne olduğu bilinmeyen hayırsız bir nişanlıyı beklermiş."- Y. K. Karaosmanoğlu
Sevgi ve bağlılığını yitiren, vefasız
Yararı olmayan, hayrı olmayan
HAYIR
(Osmanlı Dönemi) Hayrette kalan, mütehayyir. Şaşıran
HAYIR
(Osmanlı Dönemi) Birikmiş su
Hayır
(Osmanlı Dönemi) GAZRA
Hayır
yo
hayır
İyilik, karşılık beklenmeden yapılan yardım. İyi, hayırlı, yararlı, faydalı. "Yok, öyle değil, olmaz" anlamında onamama, inkâr kelimesi
hayır
İyi, hayırlı, yararlı, faydalı
hayır
Olumsuz cümlelerde anlamı pekiştirir
hayır
Yok, öyle değil, olmaz anlamında onamama, inkâr kelimesi
hayır
Olumsuz cümlelerde anlamı pekiştirir: "Hayır, zaferimiz bir masal olmayacak."- F. R. Atay
hayır
İyilik, karşılık beklenmeden yapılan yardım
hayırsız
المفضلات