harsh or severe

listen to the pronunciation of harsh or severe
الإنجليزية - التركية

تعريف harsh or severe في الإنجليزية التركية القاموس.

tough
zor

Onlar aynı derecede zor taleplerde bulundular. - They made equally tough demands.

Şimdiki patronumu memnun etmek zordur. - My immediate boss is tough to please.

tough
{s} dayanıklı

Tom göründüğü kadar dayanıklı değil. - Tom isn't as tough as he seems.

Bu dayanıklı ve güvenilir bir araç. - It's a tough and reliable vehicle.

tough
pişkince
tough
külhanbeyi
tough
sert (kösele vb)
tough
abanoz gibi
tough
uzayabilir
tough
direşken
tough
tok
tough
haşin
tough
güçlü

Devir kötü. Güçlü olmaya çalış! - Times are tough. Try to be strong!

Atletler sadece fiziksel olarak değil fakat aynı zamanda zihinsel olarak da güçlü olmalılar. - Athletes must be tough not only physically, but also mentally.

tough
talihsiz
tough
{s} sert

Sert bir adam gibi davranıyor. - He acts like a tough guy.

Sert oynamanın bir faydası yok. - It's no use playing tough.

tough
berbat
tough
güç

Devir kötü. Güçlü olmaya çalış! - Times are tough. Try to be strong!

Atletler sadece fiziksel olarak değil fakat aynı zamanda zihinsel olarak da güçlü olmalılar. - Athletes must be tough not only physically, but also mentally.

tough
katı
tough
kart
tough
(isim) kabadayı, sert kimse
tough
(sıfat) sert, sağlam, zorlu, çetin, dayanıklı, baş belâsı
tough
{i} sert kimse
الإنجليزية - الإنجليزية
tough
harsh or severe

    الواصلة

    harsh or se·vere

    التركية النطق

    härş ır sıvîr

    النطق

    /ˈhärsʜ ər səˈvər/ /ˈhɑːrʃ ɜr səˈvɪr/
المفضلات