التركية - الإنجليزية
تعريف grevde في التركية الإنجليزية القاموس.
- struck
- out
- (Ticaret) on strike
The employees of Air France were on strike last summer.
-Air France çalışanları geçen yaz grevdeydiler.
We're on strike because the company hasn't improved our wages.
-Şirket, ücretlerimizi artırmadığı için grevdeyiz.
- grev
- strike
The union went out on a strike for an indefinite period.
-Sendika belirsiz bir süre için greve gitti.
The labor unions had been threatening the government with a general strike.
-İşçi sendikaları hükümeti genel grevle tehdit etmekteydi.
- grevde olmak
- be out
- grevde olmak
- to be out on strike
- grevde olmak
- be on strike
- grevde sendikanın işçilere ödediği para
- strike pay
- grev
- turnout
- grev
- stoppage
- grev
- walkout
The railroad workers are going on walkout tomorrow.
-Demiryolu işçileri yarın greve gidiyorlar.
- Grev
- strike of
- grev
- on strike
The bus drivers are going on strike today.
-Otobüs şoförleri yarın greve gidecekler.
Today I'm on strike against the strike.
-Bugün greve karşı grevdeyim.
- grev
- strike for
- grev
- industrial action
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف grevde في التركية التركية القاموس.
- GREV
- (Osmanlı Dönemi) İşçilerin isteklerini işverene kabul ettirmek için, işlerini hep birlikte bırakmaları
- grev
- İş bırakımı
- grev
- İş bırakımı: "Başka bir gidişinde Cenova'da dok işçileri grevdeydi."- N. Cumalı