güreşmek

listen to the pronunciation of güreşmek
التركية - الإنجليزية
to wrestle

Tom said he wanted to wrestle. - Tom güreşmek istediğini söyledi.

wrestle

Tom said he wanted to wrestle. - Tom güreşmek istediğini söyledi.

güreş
wrestle

Who's your favorite wrestler? - En sevdiğin güreşçi kimdir?

Do you want to arm wrestle? - Bilek güreşi yapmak ister misin?

güreş
{i} wrestling

John is wrestling with Tom. - John Tom'la güreşiyor.

Tom bet Mary that he could beat her at arm wrestling. - Tom Mary ile onu kol güreşinde yenebileceğine dair iddiaya girdi.

güreş
bout

The wrestler had his right leg broken in a bout. - Bir yarışmada güreşçinin sağ bacağı kırıldı.

güreş
clinch
güreş
wrestle with
alttan güreşmek
to look for a way of winning while pretending to lose
başa güreşmek
to struggle to get the best result
güreşme
wrestling
التركية - التركية
Türlü oyunlarla birbirinin sırtını yere getirmeye çalışmak
İki kişi türlü oyunlarla birbirinin sırtını yere getirmeye çalışmak: "Artık çayırlıklarda soyunup yağlanıp güreşemiyorlardı."- Ö. Seyfettin
Mücadele etmek
(Osmanlı Dönemi) LEBT
yıkışmak
(Osmanlı Dönemi) LEBC
Güreş
aftab
Güreşme
(Osmanlı Dönemi) MURAVAGA
güreş
Belli kurallar içinde, güç kullanarak, iki kişinin türlü oyunlarla birbirinin sırtını yere getirmeye çalışması
güreş
Belli kurallar içinde, güç kullanarak iki kişinin türlü oyunlarla birbirinin sırtını yere getirmeye çalışması
güreşme
Güreşmek işi