Tom has no drive or ambition.
- Tom'un hiçbir dürtü veya hırsı yok.
A possible side effect of the contraceptive pill is a loss of sex drive.
- Doğum kontrol haplarının olası bir yan etkisi, cinsel dürtüdeki kayıptır.
All forms of life have an instinctive urge to survive.
- Bütün hayvan türleri yaşamak için içgüdüsel dürtüye sahiptir.
He felt a sudden urge to write a novel.
- Bir roman yazmak için ani bir dürtü hissetti.
It was hard to resist the impulse to wring Tom's neck.
- Tom'un boynunu sıkma dürtüsüne karşı koymak zordu.
Sometimes it's hard to resist the impulse to burst out laughing.
- Bazen kahkahayla gülme dürtüsüne karşı koymak zordur.
He could not control his compulsion to kill.
- O, öldürme dürtüsünü kontrol edemedi.