التركية - الإنجليزية
تعريف buton في التركية الإنجليزية القاموس.
- (Havacılık) butt
Please put a cassette in the VCR and press the record button.
-Lütfen VCR'a bir kaset koy ve kayıt butonuna bas.
Tom must have pushed the wrong button.
-Tom yanlış butona basmış olmalı.
- pin
- knob
- push button
- button
I like your dress so much I wish there was an 'I like' button I could press.
-Elbiseni o kadar çok seviyorum ki keşke basabileceğim bir 'Seviyorum' butonu olsa.
You have only to push the button to get a ticket.
-Bir bilet almak için sadece butona basmalısın.
- widget
- buton vs
- (Havacılık) extended
- buton mikrofon
- button microphone
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف buton في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- or Butung Island, east-central Indonesia. Lying off the southeast coast of Celebes (Sulawesi), it is about 100 mi (160 km) long and has an area of about 2,000 sq mi (5,200 sq km). Its chief town is Baubau, on the southwestern coast. The coastal people are chiefly trading sailors and fishermen
التركية - التركية
تعريف buton في التركية التركية القاموس.
- Çalıştırmaya yarayan düğme: "Gözlerimle aradım, zil butonuna benzer bir şey de göremedim."- A. Gündüz
- Bazı aygıtları çalıştırmaya yarayan aygıt
- Çalıştırmaya yarayan düğme
الإنجليزية - التركية
تعريف buton في الإنجليزية التركية القاموس.
- bachelor's buton
- (Botanik, Bitkibilim) mavi peygamberçiçeği
المصطلحات ذات الصلة
buton
الواصلة
bu·tonالنطق
Resimler
المفضلات