I plan on finishing that in two or three minutes.
- İki ya da üç dakika içerisinde onu bitirmeyi planlıyorum.
Finishing the report by 2:30 shouldn't be too difficult.
- Raporu 2.30'a kadar bitirmek çok zor olmamalı.
I have to conclude this deal within a week.
- Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
This book is really difficult to finish reading in a week.
- Bu kitabı okumayı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
I'll be with you as soon as I finish this job.
- Bu işi bitirir bitirmez seninle birlikte olacağım.
The European Union is set up with the aim of ending the frequent and bloody wars between neighbours, which culminated in the Second World War.
- Avrupa Birliği, ikinci dünya savaşı ile sonuçlanan sık ve kanlı komşu devletler arasındaki savaşları bitirme amacıyla kuruldu.
The ending wasn't a surprise.
- Bitirme bir sürpriz değildi.
I'd like this fight to end.
- Bu kavgayı bitirmek istiyorum.
Sami wanted to end his life.
- Sami hayatını bitirmek istedi.
If I understood you right you want to break up with me!
- Eğer seni doğru anladıysam benimle ilişkiyi bitirmek istiyorsun!
It was a mistake to break up with you.
- Seninle ilişkiyi bitirmek bir hataydı.
I have to conclude this deal within a week.
- Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
Mom’s goal was to graduate college but dad’s goal was mom.
- Annemin amacı üniversiteyi bitirmekti ama babamın amacı annemdi.
I had no idea you were planning to go to graduate school.
- Okulu bitirmek için gitmeyi planladığına dair hiçbir fikrim yoktu.
We want to wrap it up tomorrow.
- Onu yarın bitirmek istiyoruz.
I suggested that we bring the meeting to an end.
- Toplantıyı bitirmemizi önerdim.
Because of the typhoon, my parents ended their trip one day early.
- Tayfundan dolayı ebeveynlerim seyahatlarını bir gün erken bitirdiler.
Tom tried to break up the fight.
- Tom kavgayı bitirmeye çalıştı.
I resolved to break up with her cleanly.
- Onunla ilişkimi tamamen bitirmeye kesin karar verdim.
If I understood you right you want to break up with me!
- Eğer seni doğru anladıysam benimle ilişkiyi bitirmek istiyorsun!
Tom doesn't want to break up with Mary.
- Tom Mary ile ilişkiyi bitirmek istemiyor.
Tom wanted to finish cleaning the house before Mary got home.
- Tom Mary eve gelmeden önce evi temizlemeyi bitirmek istiyordu.
I have to finish cleaning my room.
- Odamı temizlemeyi bitirmek zorundayım.
I never thought we'd end up like this.
- Sonunda böyle bitireceğimizi asla düşünmedim.
I never imagined we'd end up like this.
- Böyle bitireceğimizi asla hayal etmedim.
That concludes our business.
- O, işimizi bitiriyor.
Tom concluded his speech with a proverb.
- Tom konuşmasını bir atasözü ile bitirdi.
I'll be with you as soon as I finish this job.
- Bu işi bitirir bitirmez seninle birlikte olacağım.
It is utterly impossible to finish the work within a month.
- Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
I want to finish the work on my own.
- İşi tek başıma bitirmek istiyorum.
It is utterly impossible to finish the work within a month.
- Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
I've finished typing the report.
- Raporu yazmayı bitirdim.
Having finished my work, I left the office.
- İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
Sami finished the transaction and left.
- Sami işlemi bitirdi ve ayrıldı.
Bu işi bitirmeni (sonlandırmanı) istiyorum. - I want you to call it off.
It's a pretty hard habit to break.
- Bu bitirmek için oldukça zor bir alışkanlık.
Mary wanted to finish making breakfast before Tom woke up.
- Mary Tom uyanmadan önce kahvaltı hazırlamayı bitirmek istedi.