All my relatives live in this city.
- Tüm akrabalarım bu şehirde yaşıyor.
He embraced his relatives before he left.
- O, ayrılmadan önce akrabalarının kucakladı.
Believe it or not, peaches and almonds are family.
- İnan ya da inanma, şeftaliler ve bademler akrabalar.
My uncle’s whole family came to hear the storyteller, and even some of my aunt’s relatives from the neighboring housing on the other side of the hill.
- Amcamın bütün ailesi hikaye anlatıcısını dinlemek için geldi ve tepenin diğer tarafındaki komşu konuttan halamın akrabalarından bazıları bile.
He is staying with his relatives.
- O, akrabalarıyla birlikte kalıyor.
He embraced his relatives before he left.
- O, ayrılmadan önce akrabalarının kucakladı.
You are no kin of mine.
- Sen benim akrabam değilsin.
Pride tends to develop into hubris, which is close kin to madness.
- Gurur, kibre dönme eğilimindedir; ki o da deliliğin yakın akrabasıdır.
He is related to the family.
- O, aile ile akrabadır.
The two men were not related.
- İki adam akraba değildi.
Apes are our cousins and primate relatives.
- Maymunlar bizim kuzenlerimiz ve primat akrabalarımızdır.
In this group, there are my parents and my relatives.
- Bu grupta anne babam ve akrabalarım var.
What's your relation with him?
- Onunla akrabalığınız nedir?
He is no relation to me.
- O benimle akraba değil.
A buffalo is akin to an ox.
- Bufalo, öküzle akrabadır.
A buffalo is akin to an ox.
- Bufalo, öküzle akrabadır.
All of them are connected.
- Onların hepsi akraba.