تعريف act or give recompensation in recognition of someone's behavior or actions في الإنجليزية التركية القاموس.
- pay back
- geri ödemek
Borçlandığı parayı geri ödemek istiyor.
-He wants to pay back the money he owes.
Bu krediyi bir şekilde geri ödemek zorunda kalacağız.
-We'll have to pay back that loan one way or another.
- repay
- geri öde
Keşke sadece sana geri ödeyebileceğim bir yol olsa.
-I only wish there was some way I could repay you.
Keşke Tom'a geri ödeyebilmemin bir yolu olsa.
-I wish there was some way I could repay Tom.
- pay back
- geri vermek
- pay back
- borcunu ödemek
- repay
- öde
Geri ödeyecek bazı borçlarım ar.
-I have some debts to repay.
Keşke sadece sana geri ödeyebileceğim bir yol olsa.
-I only wish there was some way I could repay you.
- repay
- ödüllendirmek
- pay back
- geri öde
Borcumu geri ödeyecek imkanım yok.
-I could not afford to pay back my debt.
Bu krediyi bir şekilde geri ödemek zorunda kalacağız.
-We'll have to pay back that loan one way or another.
- pay back
- acısını çıkarmak
- pay back
- öç almak
- repay
- {f} ödemek
Yakın gelecekte senin iyiliğini ödemek istiyorum.
-I would like to repay your kindness in the near future.
Borcumu ödemek zorundayım.
-I must repay the debt.
- repay
- {f} altında kalmamak
- repay
- karşılığı yapılır
- repay
- {f} karşılığını vermek
- repay
- repaymentyeniden tediye
- repay
- {f} karşılık vermek