a prepubescent person, a minor

listen to the pronunciation of a prepubescent person, a minor
الإنجليزية - التركية

تعريف a prepubescent person, a minor في الإنجليزية التركية القاموس.

child
{i} evlat

Karım evlat edinmek istiyor. - My wife wants to adopt a child.

Bu çocuk evlat edinildi. - This child has been adopted.

child
çocuk

Caddede oynamak çocuklar için tehlikelidir. - It is dangerous for children to play in the street.

Larry Ewing evli ve iki çocuk babasıdır. - Larry Ewing is married and the father of two children.

child
{i} küçük

Genç bir çocuğun küçük bir kelime haznesi vardır. - A young child has a small vocabulary.

Küçük çocuklar karanlıkta yalnız bırakılmaktan korkuyorlar. - Small children are afraid of being left alone in the dark.

child
{i} velet
child
{i} ürün

Bu ürünü çocukların erişemeyeceği bir yerde saklayın. - Keep this product out of children's reach.

child
bala
child
ufaklık
child
(Bilgisayar) ast

Ben çocukken, bir astronot olmak istiyordum. - When I was a child, I wanted to be an astronaut.

Kızım bir çocukken sık sık astım atakları yaşardı. - My daughter often had asthma attacks when she was a child.

child
(Bilgisayar) bağımlı

Bu eski çocuk oyuncu daha sonra bir uyuşturucu bağımlısı oldu. - This former child actor later became a drug addict.

Çocuklarınızın televizyon bağımlısı olmasına izin vermeyin. - Don't let your children become couch potatoes.

child
bızdık
child
toy
child
çaylak
child
sonuç

Sami'nin bir çocukla sonuçlanan bir ilişkisi vardı. - Sami had a relationship that resulted in a child.

Sonuçta o hâlâ bir çocuk. - She's still a child after all.

child
{i} çocuk; bebek
child
(Tıp) (children). Çocuk
child
{ç} chil.dren (çîl'drın)
الإنجليزية - الإنجليزية
child

For the purposes of the present Convention, a child means every human being below the age of eighteen years unless under the law applicable to the child, majority is attained earlier.

a prepubescent person, a minor
المفضلات