الإنجليزية - التركية
تعريف a forward pass that is not caught or intercepted في الإنجليزية التركية القاموس.
- incomplete
- güdük kalmak
- incomplete
- (Bilgisayar) tamamlanmadı
- incomplete
- (Tıp) inkomplet
- incomplete
- {s} tamamlanmamış
Salata; zeytinyağı, kruton ve fındık olmadan tamamlanmamıştır.
-The salad is incomplete without olive oil, croutons and nuts.
Tom'un planı tamamlanmamıştır.
-Tom's plan is incomplete.
- incomplete
- {s} eksik
Bu rapor eksik gibi görünüyor.
-This report seems to be incomplete.
Sözlük eksik. Sadece J harfine kadar gidiyor.
-The dictionary is incomplete. It only goes to the letter J.
- incomplete
- kusurlu olarak
- incomplete
- kusur
- incomplete
- {s} bitmemiş
- incomplete
- incompletelyeksik olarak
- incomplete
- {s} eksik, noksan, bitmemiş; kusurlu
- incomplete
- (Tıp) Eksik, noksan, kusurlu, tamam değil
- incomplete
- {s} kusurlu
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a forward pass that is not caught or intercepted في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- incomplete
a forward pass that is not caught or intercepted
الواصلة
a for·ward pass that I·s not caught or interceptedالتركية النطق
ı fôrwırd päs dhıt îz nät kôt ır întırseptıdالنطق
/ə ˈfôrwərd ˈpas ᴛʜət əz ˈnät ˈkôt ər ˌəntərˈseptəd/ /ə ˈfɔːrwɜrd ˈpæs ðət ɪz ˈnɑːt ˈkɔːt ɜr ˌɪntɜrˈsɛptəd/
Resimler
المفضلات