özlemek

listen to the pronunciation of özlemek
التركية - الإنجليزية
miss

I don't want to miss you. - Seni özlemek istemiyorum.

yearn
to miss; to long for; to wish for; to yearn for
to long for, yearn for; to long to see; to miss
desiderate
thirst
hanker
for
yearn for
desire
sigh for
long for
hunger
long
pine for
pant
pine
hanker after
özleme
missing
özle
long for
-i çok özlemek
hunger for
özle
{f} hankering
özle
{f} miss

We've all missed you. - Hepimiz seni özledik.

We all have missed you. - Hepimiz seni özledik.

özle
hanker
özle
{f} missing

Aren't you missing something? - Bir şey özlemiyor musun?

I think there's something we're all missing. - Sanırım hepimizin özlediği bir şey var.

özleme
to miss

I'm beginning to miss my girlfriend. - Kız arkadaşımı özlemeye başlıyorum.

Aren't you going to miss them? - Onları özlemeyecek misin?

yurdunu özlemek
be homesick
özleme
yearning, longing
ülkesini özlemek
be homesick
التركية - التركية
Bir kimseyi veya bir şeyi görmeyi, kavuşmayı istemek, göreceği gelmek
Birkaç şeyi birbirine karıştırıp iyice çırparak yoğunlaşmasını sağlamak
Bir kimseyi veya bir şeyi görmeyi, kavuşmayı istemek, göreceği gelmek: "Ben bütün hayatımda bu sadeliği özledim."- P. Safa
tütmek
özleme
Özlemek işi, iştiyak
özlemek
المفضلات