algılanmamış

listen to the pronunciation of algılanmamış
Türkçe - İngilizce
unfelt
not felt
non-detect
unperceived
algıla
perceive

We tend to perceive what we expect to perceive. - Anlamayı umduğumuz şeyi algılama eğlimindeyiz.

Your success depends a lot on how your manager and other people in the office perceive you. - Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır.

algıla
(Bilgisayar) detect

Our sensors did not detect anything out of the ordinary. - Sensörlerimiz sıra dışı bir şey algılamadı.

Our eyes can detect light. - Gözlerimiz ışığı algılayabilir.

algıla
{f} perceiving

It is not possible to conceive without perceiving. - algılama olmadan yaratmak imkansızdır.

algılanmamış