albüm

listen to the pronunciation of albüm
Türkçe - İngilizce
album

She showed me his album. - O, bana albümünü gösterdi.

I never see this album without remembering my school days. - Bu albümü, okul günlerimi hatırlamadan asla göremem.

phonograph record which is made to be played at the speed of 33 1/3 revolutions per minute
album; long playing record
LP
album; long-playing record
scrapbook

Let me show you my scrapbook. - Sana kupürler albümümü göstereyim.

long-playing record
guard book
gazete kupürlerinin yapıştırıldığı albüm
scrapbook
korsan albüm
counterfeit album
korsan albüm
(Kanun) pirated album
korsan albüm
pirate album
korsan albüm
bootleg album
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Lât. Fotoğraf resimlerini veya sair resim, şekil ve hatıraları içine alan defter veya kitap
Resim, fotoğraf, pul gibi şeyleri dizip saklamaya yarayan bir tür defter
Fotoğraf, pul gibi şeyleri dizip saklamaya yarayan bir tür defter
Bir sanatçının eserlerinin bir bölümünün yer aldığı kaset, uzunçalar, tekerçalar
Herhangi bir konu ile ilgili kısa açıklamalar verilerek resimler basılmış olan kitap
Bir sanatçının eserlerinin bir bölümünün yer aldığı kaset, uzunçalar
resimlik
albüm