akımlı

listen to the pronunciation of akımlı
Türkçe - İngilizce
carrying an electric current
live
alive
akım
current

I become a transparent eyeball; I am nothing; I see all; the currents of the Universal Being circulate through me; I am part or particle of God. - Ben saydam bir göz küresi olurum; ben hiçbir şeyim; Ben her şeyi görürüm; Evrensel varlığın akımları beni dolaşır; Ben Allah'ın parçası ya da parçacığıyım.

Let us try to swim against the current. - Hadi akıma karşı yüzmeye çalışalım.

akım
flow
akım
{i} movement
akım
stream
akım
debit
akım
power
akım
drift
akım
streamline flow
akım
reed
akım
trend
Akım
streamflow
akım
trend, movement
akım
rheo
akım
current , stream
akım
rate of flow, volume
akım
current " cereyan; trend, movement" cereyan, tarz
cebri hava akımlı serpantin
blast coil
eksenel akımlı
axial flow
eksenel akımlı kompresör
axial flow compressor
eksenel akımlı körük
axial flow fan
eksenel akımlı pompa
axial-flow pump
eksenel akımlı türbin
axial-flow turbine
hava akımlı
drafty
çift akımlı
double-current
Türkçe - Türkçe
CEREYANLI
Akım
cereyan
akım
Sanatta, siyasette, düşünce hayatında ortaya çıkan yeni bir görüş, yöntem, hareket, cereyan tarz
akım
Debi
akım
Hava, su gibi akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, yer değiştirmesi, cereyan
akım
Sinemacılıkta bir iletken boyunca elektronların deviniminden oluşan durum
akım
Akma işi
akım
Bir iletken içinde, elektrik yüklerinin yer değiştirmesi
akım
Hava, su gibi akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, yer değiştirmesi, cereyan: "Gecenin hummalı sessizliği kulaklarında yüksek voltajlı bir elektrik akımı gibi vınlıyordu."- A. İlhan
akımlı