O, balıklar hakkında o kadar şeyi nasıl öğrendi?
- How did she get to know so much about fish?
Balıklar bugün ısırmıyorlar.
- The fish aren't biting today.
Hoverkraftım yılanbalığı dolu.
- My hovercraft is full of eels.
Burada balık tutmak yasak.
- Fishing is not allowed here.
Güzel bir gün ve canım balık tutmak istiyor.
- It is a fine day and I feel like going fishing.
Tom, oldukça sık balık avlamaya gider.
- Tom goes fishing quite often.
Balık avlamak için göllere gidiyor musun?
- Do you go fishing on the lakes?
Dünyanın en yaşlı yılan balığı Åle yakın zamanda öldü. Yaklaşık olarak 150 yaşındaydı.
- Åle, the world's oldest eel, just died. He was approximately 150 years old.
Suda bir yılan balığı var.
- There is an eel in the water.