a regional type of spoken and or written english; a dialect

listen to the pronunciation of a regional type of spoken and or written english; a dialect
İngilizce - Türkçe

a regional type of spoken and or written english; a dialect teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

English
{s} İngiliz

Hiç şüphe yok ki İngilizce dünyada en çok konuşulan dildir. - It isn't a surprise that English is the world's most spoken language.

Her gün İngilizce çalışıyor musun? - Do you study English every day?

English
{s} İngilizce

İngilizce konuşabiliyor musun? - Can you speak English?

Hiç şüphe yok ki İngilizce dünyada en çok konuşulan dildir. - It isn't a surprise that English is the world's most spoken language.

English
(the ile) İngilizler
English
{i} İngilizler

İngilizler becerikli bir millettirler. - The English are a practical people.

İngilizler, genellikle, tutucudur. - Englishmen are, on the whole, conservative.

English
{s} İngiltere

Normanların İngiltere'yi istila etmesinin İngiliz dili üzerinde çok büyük etkisi olmuştur. - The Normans' conquest of England had a great effect on the English language.

O, İngiliz edebiyatı okumak amacıyla İngiltere'ye gitti. - He went to England for the purpose of studying English literature.

English
{i} İngiliz halkı

İngiliz halkının % 70'i ikinci bir dil konuşmuyor. - 70% of English people don't speak a second language.

İngilizce - İngilizce
English
a regional type of spoken and or written english; a dialect