a native or resident of rome teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- Roman
- {i} Romalı
O bir Romalı Katolik idi.
-He was a Roman Catholic.
Romalılar, imparatorluğun çöküşünü istemedi, ama oldu.
-Romans did not wish for the fall of their empire, but it happened.
- Roman
- {s} Roma, Roma'ya özgü
- Roman
- eski Roma'ya ilişkin
- Roman
- Roma'lı
- Roman
- {i} (Tarih) (eski) Romalı, Romen
- Roman
- {s} latin
Romalılar, Latince konuştular.
-The Romans spoke Latin.
Romalılar ilk önce Latince çalışması gerekli olsaydı, asla dünyayı fethetme şansları olmazdı.
-The Romans would never have had the chance to conquer the world if they had first been required to study Latin.
- Roman
- {s} roma mimarisine ait
- Roman
- {i} latin harfleri
- Roman
- {s} (Tarih) (eski) Roma, (eski) Roma'ya özgü, Romen
- Roman
- {i} katolik
O bir Romalı Katolik idi.
-He was a Roman Catholic.
Roma Katolik Kilisesi'ne bağlanmaya söz vermeleri gerekiyordu.
-They had to promise to join the Roman Catholic Church.
- Roman
- {s} katolik kilisesine ait
- Roman
- {i} roma kilisesine st. Paul'ün yolladığı mektup
- Roman
- {s} roma
Birkaç yıl önce Romanya'yı gördüm.
-I visited Romania a few years ago.
Romalılar, imparatorluğun çöküşünü istemedi, ama oldu.
-Romans did not wish for the fall of their empire, but it happened.
- Roman
- (isim) romalı, latin harfleri, romen, katolik, roma kilisesine st. Paul'ün yolladığı mektup
- Roman
- {i} romen
Romence öğrenmek istiyorum.
-I want to learn Romanian.
Transilvanyalı Romenler çok yavaş konuşurlar.
-The Romanians from Transylvania speak very slowly.
İlgili Terimler
a native or resident of rome teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- Roman