Ann'in çikolataya zafiyeti var.
- Ann has a weakness for chocolate.
Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.
- It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- He promised to meet him at the coffee shop.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- She promised to meet her at the coffee shop.
Okula yakın bir kahvehane vardı.
- There used to be a coffee shop near the school.
Klima tamir altında iken kahvehane kapalıdır.
- The coffee shop is closed while the air conditioning is under repair.
Mary tüm çikolatalı şekerlemeleri yedi.
- Mary ate all the chocolate truffles.
Oğlumun yediği bir çeşit ve tek tatlı çikolatalı pastadır.
- The one and only dessert my son eats is chocolate cake.
Jane randevusunda tüm bir çikolatalı kekin bittiğine inanamadı.
- Jane could not believe it when her date polished off an entire chocolate cake.