İngilizce - Türkçe
a decisive manner of beginning a musical tone or phrase teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- attack
- hücum etmek
- attack
- saldırı
Gizli servis onu saldırıya karşı koruyor.
-The secret service guards him against attack.
Düşman saldırısı şafakta sona erdi.
-The enemy attack ceased at dawn.
- attack
- {i} hamle
- attack
- {f} tecâvüz etmek
- attack
- baskın yapmak
- attack
- yumulmak
- attack
- bozmak
- attack
- kriz
O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
-When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
Tom bir kalp krizi geçirdi.
-Tom has had a heart attack.
- attack
- {f} tutulmak
- attack
- (Askeri) TAARRUZ: Bir hareket yapmak üzere tayyarelerin bir hedefe yaklaşması
- attack
- (Nükleer Bilimler) kemirme (kimya)
- attack
- {f} uğraşmak
- attack
- yakalanma tutulma
- attack
- {f} taarruz etmek
- attack
- {f} çatmak
- attack
- isabet etmek
- attack
- tutmak
- attack
- aleyhinde söylemek
- attack
- {i} çatma
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
a decisive manner of beginning a musical tone or phrase teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- attack
a decisive manner of beginning a musical tone or phrase
Heceleme
a de·ci·sive man·ner of be·gin·ning a mu·si·cal tone or phraseTürkçe nasıl söylenir
ı dîsaysîv mänır ıv bîgînîng ı myuzîkıl tōn ır freyzTelaffuz
/ə dəˈsīsəv ˈmanər əv bəˈgənəɴɢ ə ˈmyo͞ozəkəl ˈtōn ər ˈfrāz/ /ə dɪˈsaɪsɪv ˈmænɜr əv bɪˈɡɪnɪŋ ə ˈmjuːzɪkəl ˈtoʊn ɜr ˈfreɪz/
Resimler
Favoriler