İngilizce - Türkçe
a businessman who buys or sells for another in exchange for a commission teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- broker
- {i} simsar
- broker
- {i} komisyoncu
Kâr elde etmek için mücadele eden komisyoncular her zaman kitabına göre oynamıyorlar.
-Brokers struggling to make a profit don't always play by the book.
- factor
- (Tıp) Bir olayın sonuca varmasında rolü olan yardımcı madde, amil,f aktör, etken, etmen
- broker
- aracı
ABD Dışişleri Bakanı, savaşan taraflar arasındaki ateşkes konusunda aracılık yapmaya çalışıyor.
-The U.S. Secretary of State is trying to broker a ceasefire between the warring parties.
- broker
- (Ticaret) başkaları adına
- broker
- işgüder
- broker
- aracı simsar
- broker
- banker
- broker
- borsacı
- factor
- kahya
- broker
- Borsacı, borsa simsarı, borsa tellâlı
- broker
- komisyoncu/simsar
- broker
- {i} tellal
- broker
- {i} tefeci
- broker
- borsa acentası,komisyoncu
- factor
- (isim) faktör, değişken, etmen, öğe, eleman, etken, kalıtımsal özellik taşıyan gen, aracı kuruluş, finansör (üretimde), kâhya [İsk.], çarpan, katsayı, tambölen
İlgili Terimler
a businessman who buys or sells for another in exchange for a commission
Heceleme
a busi·ness·man who buys or sells for an·oth·er in ex·change for a com·mis·sionTürkçe nasıl söylenir
ı bîznısmän hu bayz ır selz fôr ınʌdhır în îksçeync fôr ı kımîşınTelaffuz
/ə ˈbəznəsˌman ˈho͞o ˈbīz ər ˈselz ˈfôr əˈnəᴛʜər ən əksˈʧānʤ ˈfôr ə kəˈməsʜən/ /ə ˈbɪznəsˌmæn ˈhuː ˈbaɪz ɜr ˈsɛlz ˈfɔːr əˈnʌðɜr ɪn ɪksˈʧeɪnʤ ˈfɔːr ə kəˈmɪʃən/
Resimler
Favoriler