örneğin

listen to the pronunciation of örneğin
Türkçe - İngilizce
for instance

What makes you think the Middle East is more important than Mesoamerica, for instance? - Örneğin Orta Doğu'nun Orta Amerika'dan daha önemli olduğunu sana düşündürten şey ne?

In large cities, in London for instance, there is heavy smog. - Büyük şehirlerde, örneğin Londra'da, ağır dumanlı sis var.

for example

Japan is full of beautiful cities. Kyoto and Nara, for example. - Japonya güzel kentlerle doludur. Örneğin Kyoto ve Nara.

Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine. - Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.

e.g
such as

Tiny animals such as krill eat plankton. - Küçük hayvanlar, örneğin kriller plankton yerler.

Tom and Mary went on a safari and saw many animals, such as lions, giraffes, zebras, and hippopotamuses. - Tom ve Mary safariye gittiler ve örneğin aslanlar, zürafalar, zebralar ve su aygırları gibi birçok hayvanı gördüler.

for example, for instance
such

He likes strange animals such as snakes, for example. - O, örneğin yılanlar gibi garip hayvanları seviyor.

Tom and Mary went on a safari and saw many animals, such as lions, giraffes, zebras, and hippopotamuses. - Tom ve Mary safariye gittiler ve örneğin aslanlar, zürafalar, zebralar ve su aygırları gibi birçok hayvanı gördüler.

eg
e g
e. g
exempligratia
Türkçe - Türkçe
Söz gelişi, söz gelimi, söz misali, örnek olarak, mesela
örneğin